Reklam

30 Eyl 2014

Aslan oğlum tosunum Herkül, yolun açık olsun.



Tosunlar tosunu, güzeller güzeli oğlum. Bize hayatımızın en güzel 3 yılını yaşattın. Safkan bir sokak köpeği olarak, seni taşlarla kovalayan Narcity Konutları nın dangalak züppelerine komşu oldun. Evimizin baştacıydın. O kadar güzel bir kalbin vardı ki, seni öldürmek isteyenlere bile kuyruk salladın benim aslan oğlum. Ben onların ağzının payını senin yerine verdim babişko sen meraklanma. Seni gören herkesi, güzel kalbinle, dev cüssenin altındaki o kibar kalbinle kendine hayran bıraktın. Çok ama çok sevildin, çok sevdin. Çocuklara bayılırdın, keşke sana bir bebek yapabilseydik ama yetişemedin benim oğlum. En büyük hayalimiz insan kardeşini senin kucağına yatırmaktı ama olmadı İnşallah biz de seni mutlu edebilmişizdir. Şimdi bizden uzaklardasın ve belki de bizi izliyorsun. Sana olan özlemimizi hiçbir şey dindiremiyor. Seni her şeyden çok seviyoruz, çok özlüyoruz. Evimiz bomboş kaldı, evimizin neşesiydin, paşasıydın reisiydin sen. Yokluğuna alışmak çok zor. Ama ne yapalım, seni bize yaşattığın güzelliklerle hatırlayacağız. Çok hasta olduğun günlerde bile bize en küçük bir sıkıntı vermedin. Gitmemek için direndin ama vücudun yorgun düşmüştü. Aramıza katılmadan önce sokaklarda kimbilir neler yaşadın, ne acılar çektin. İnşallah sana o kötü günleri unutturmuşuzdur. İnşallah mutlu olarak göçmüşsündür cennet bahçelerine, benim aslan oğlum.

Güzel oğlumun kısacık ömründe ilk hekimi Gökçe Avcı Sönmez'e,son anına kadar yanında olan Lucky Pet Veteriner Kliniği ekibi ve TC Kurtcebe Kara'ya,ANACONDA VETERİNER KLİNİĞİ ekibi ve Erkan Morgul' e , oğlumun son günlerinde kendi köpeği Cİno' yu kan vermeye getiren Mustafa Alver'e, Güçlü Gülanber' e teşekkür ederiz. Hepinizin oğlum üzerinde emeği var. Keşke onu daha fazla yaşatabilseydik. Keşke bu illet hastalığı bir şekilde yenebilseydik ama olmadı. Ayrıca Herkül' ümün ilk babası TC Cengizhan Gürsoy abi veGülay Güneren Gürsoy ablama sonsuz teşekkürler. Oğlum hep güzelliklere vesile oldu, hep mutluluk verdi hiç ama hiç rahatsızlık vermedi. Benim güzeller güzeli oğlum bir tane evladım, yolun ışıklarla dolsun, cennetin en güzel bahçeleri senin olsun. Tüm arkadaşlarınla birlikte huzur içerisindesindir umarım. Sen ve diğer köpek dostların bu dünyada ve varsa sonrasında sadece güzellikleri iyilikleri hak ediyorsunuz. Hepinizi seviyoruz ama senin yerin bir başka be Herkül' üm. Senin adını yaşatacağız emin ol. En kısa zamanda görüşeceğiz benim güzel evladım, tosunum en büyük aşkım.

23 Haz 2014

Üç harfliler ve Türkiye'nin tutsak çocukları

Bundan bir önce yazmış olduğum " Türkiye'de adam akıllı çocuk yetiştirmenin, anlamsız maliyeti! " yazım epey ilgi gördü. Ne de çok mağdur varmış meğer! Bunun üzerine, Türkiye'deki eğitim sistemi ve çocuklarımızın kaderi üzerine biraz daha eğilmeye karar verdim.

  Sınav stresine mahkum edilen çocuklarımız

Türkiye'deki eğitim sistemi, üç harfli sınavlarla doludur. Benim zamanımda, ilkokul 5 yıl okunuyordu. 5. sınıfın sonunda kolejlere veya anadolu liselerine gidebilmek için bir sınava giriyorduk. Bu sınavın adını hatırlamıyorum ama, daha 9-10 yaşlarında bir çocuğa nasıl kabuslar yaşattığını çok net hatırlıyorum. İlkokul 4. sınıfta dershaneye gitmeye veya özel ders almaya başlardık.  Kendi evlerinde özel ders veren öğretmenler vardı bolca. Sanırım o dönemlerde hocaların özel ders vermeleri yasaktı. Ders almak için gittiğim bir evde, kapı çaldığında ışıkların

19 Haz 2014

Türkiye'de adam akıllı çocuk yetiştirmenin, anlamsız maliyeti!

Bu yazıda, çocuk sahibi olmayı planlayan bir baba adayı olarak, adam akıllı çocuk yetiştirmenin maliyetini ve çocuğa sağlayacağı getiriyi hesaplamaya çalıştım. Tabloda görüleceği üzere, çocuğu anaokulu seviyesinden itibaren özel okullara göndereceğinizi varsaydım.

Soru: Özel okulda okumayan adam akıllı eğitim almaz mı?
Cevap : Elbette alabilir ama, çocuk en azından 1 veya 2 yabancı dil öğrensin diyorsanız, bu paraları bayılmak zorundasınız. Zira, devlet okullarının birçoğunun imam hatipe dönüştürüldüğü, eğitim sisteminin yap-boz tahtasına döndürüldüğü ülkemizde, maalesef devlet okullarının durumu hiç de iç açıcı değil!




17 Nis 2014

e-Ticaret Gazetesi yazarlarını arıyor

www.eticaretgazetesi.com adresinden yayınlanmakta olan ve bir süredir güncellenmeyen blogumuzu tekrardan aktif hale getirmek için, katılımcı blog yazarları arıyoruz. 

Bir gelir beklentisi olmadan, yazılarınızla katkıda bulunmak istiyorsanız, hangi konularda yazabileceğinizi ve kısaca kendinizi anlatan bir yazıyı eticaretgazetesi@gmail.com adresine gönderin lütfen.

Görüşmek üzere,

27 Haz 2012

Motivasyonu Düşüren Yönetici Tipleri


Motivasyonu Düşüren Yönetici Tipleri
Araştırmalara göre yöneticisinden memnun olanların sayısı memnun olmayanların sayısından açık ara yüksek. Kariyerinize kötü yöneticilerle yol alarak başladıysanız ve başarılı yöneticilerle hiç çalışmadıysanız, öğrenme şansınız genelde “ne yapılmaması” yönünde olur. Bir de durumun diğer yüzü var. Kariyeriniz boyunca hep başarılı liderlerle çalışıp günün birinde motivasyonunuzu her gün yerle bir eden bir yöneticiye denk gelirseniz, dengeniz kuşkusuz şaşacaktır.
İşte size çalışan motivasyonunu öldüren yöneticilerin 7 nörotik davranışı:
Nörotik davranış sergileyen yöneticilerle başa çıkmak büyük enerji ve çaba gerektirir. İster istemez belli bir dönem karşınızdaki yöneticinin tutarsızlıkları yanlış yapmanıza etken olur.
Nörotik yöneticinin tarzı sizde kızgınlık, çaresizlik, güvensizlik yaratacağı gibi sizi depresyona dahi sürükleyebilir. Bu tür yöneticiler etraflarını da nörotik davranışa sürüklediğinden kurum kültürünü de negatif yönde etkilerler.
Yöneticinizin nörotik davranışlarına maruz kalıyorsanız, stres seviyenizin yükseldiği ve iş tatmininizin düştüğünü farkedersiniz.
Nörotik davranış, güç, iktidar ve bağımsızlık kazanmak uğruna sergilenen davranışlardır. Nörotik davranan yönetici anksiyete, obsesif düşünceler ve kompulsif hareket gösterir.
Nörotik yönetici düşünce sistemi ve algılamasında, duygularını yaşayış şeklinde sorun yaşar: karşı tarafı anlamakta, kendi duygu ve korkularını farketmekte yetersizdir.
7 Nörotik Yönetici Davranışı:
Yönetim Stili Çalışana Karşı Tutumu Beklentisi
1.Patlayıcı Tutarsız Benim istediğimi yapmak zorundasın
2.Pasif Agresif Benim istediğimi yapmak zorundasın
3.Rahatsız Edici Ben üstünüm Yaptığın iş yeterli değil
4.Narsistik Ben senden iyiyim Yapılan iş yöneticiye değer kazandırmalı
5.Endişeli Sürekli kendi alanını koruyan Oldukça temkinli
6.Kompulsif Yol vermeyen Tekrar tekrar aynı algıları öne süren
7.Kışkırtıcı Patavatsız Ciddiyetsiz
Yazan : Fatmanur Erdoğan / yenibiris.com

13 Nis 2012

Bir köpeğin heykeli dikilir mi ?

Bir köpeğin heykeli dikilir mi ? Japonlar diker ama biz yapamayız...


------------------------------------------------------------
Heykeli dikilen bir köpeğin hikâyesi

Taksim The Marmara'nın önüne sokak köpeği Ebru'nun heykeli dikilsin önerime müstehzi gülüşler atan okurlar, “bu kadar önemli işin arasında o mu kaldı” diyenler oldu.

Öyleyse ben onlara heykeli dikilen bir Japon köpeğinin hikâyesini anlatayım bugün...
1924 yılında Tokyo Üniversitesi'nde görev yapan Japon profesör Hidesaburo Ueno, küçük bir köpek yavrusu edindi kendine.
Profesör Ueno, Japonca'da ‘sekiz tane' anlamına gelen Hachiko adını koydu köpeğine... 
Beraberliklerinin sadece bir yıl süreceğini bilmiyordu. Ama o bir yılda dünya tarihine geçecek, kitaplara, filmlere konu olacak bir ilişki yaşadılar.
Safkan Akita cinsi beyaz bir erkek köpek olan Hachiko, her sabah üniversiteye gitmek için evden metroya yürüyen sahibine eşlik etti...
Metronun dış kapısına kadar getirdiği sahibini uğurladıktan sonra da eve döndü.
Çok geçmeden bir akşam üniversite dönüşünde metronun çıkışında Hachiko'yu kendisini beklerken gördü profesör ve çok şaşırdı.
Bu akıllı köpek sahibinin akşam eve dönüş saatlerini hesaplayarak ve aynı yolu kullanacağını düşünerek metronun önüne gitmişti.
Ondan sonraki bir yıl boyunca her sabah sahibini metroya kadar götürdü, her akşam iş çıkışında da metronun önünde karşıladı Hachiko...
Hiç saatini şaşırmadı...
Ama bir akşam metrodan çıkmadı profesör, gözleri metronun kapısında gece boyunca bekledi Hachiko.
Bir sonraki akşam yine yoktu profesör...
Üçüncü akşam metrodan yine çıkmadı...
Dördüncü, beşinci akşam yok yok...
Üniversitede kalp krizi geçirip ölmüştü profesör.
Hachiko her akşam sahibim metrodan çıkacak diye inatla bekledi.
Haftalar, aylar boyunca her akşam Tokyo metrosunun Shibuya istasyonun kapısına gitti...
Tam 10 yıl boyunca...
12 yaşındayken metronun kapısında öldü Hachiko...
Bugün Tokyo'ya gidenler Shibuya istasyonun kapısında yukarıda fotoğrafını gördüğünüz heykelle karşılaşır.
ışte o Hachiko'dur...
Japonlar, sadakat ve insan-hayvan ilişkisinin sembolü olarak ölümünden hemen sonra diktiler bu heykeli...
ıkinci Dünya Savaşı'ndan sonra da unutmadılar Hachiko'yu ve 1948'de yeni heykel yaptılar.
Bugün Shibuya istasyonun o kapısı Hachiko çıkışı olarak biliniyor ve Tokyo'nun en önemli buluşma merkezlerinden biri.
Her yıl Hachiko'nun ölüm yıldönümü olan 8 Nisan'da da bütün hayvanseverler heykelin önünde buluşuyorlar.
Bizim Ebru'muzun niye bir heykeli olmasın? Neden biz her yıl 2 Haziran'ı hayvanseverliğin hatırlanacağı bir güne dönüştürmeyelim?..
Hayvanseverler Ebru'yu öldürdüler diye yaygara yapacaklarına bununla uğraşsınlar.

Hachiko'nun filminde Richard Gere oynuyor...

“Köpek heykeli mi” diye burun kıvıranlara bir haber daha vereyim. Hachiko'nun hikâyesi 1987 yapımı bir Japon filmine konu oldu.
Bizde Japon Filmleri Festivali'nde gösterilmişti.
şimdi o filmin Hollywood versiyonu çekildi ve bitti.
Hachiko'nun sahibi profesörü canlandıran da Richard Gere...
Fragmanlarını izledim, gözyaşları içinde izleyeceğiz filmi herhalde...
Bu yıl içinde vizyona girecek.
70 yıl önce yaşanmış bir köpek hikayesinin ve heykelinin nerelere dönüştüğünü görüyor musunuz?
Kültür dediğiniz şey böyle oluşuyor işte, bir köpeğe bile sahip çıkarak...

Cengiz Semercioğlu - 5 Haziran 2009 Hürriyet.

Filmin fragmanı da buradan izlenebilir...


4 Nis 2012

Mobbing'in Yaşanmadığı Bir Kurum Kültürü Yaratmak


Mobbing

İşyerinde diğer çalışanlar veya işverenler tarafından tekrarlanan saldırılar şeklinde:
  • Psikolojik şiddet
  • Baskı
  • Kuşatma,
  • Yıldırma,
  • Duygusal taciz,
  • Rahatsız etme,
  • Sıkıntı verme
Kötü olan kazanıyor (mu)

İşyerinde duygusal tacize uğrayan her üç kişiden biri işten ayrılıyor
Üçte biri ise haksız yere işten atılıyor
Bu olayların %13’ünde zorbalık yapanlar ya tayinle ya da iş akdi bozularak cezalandırılıyorlar
Zorbaların %81’i patron

Sert yönetici ile duygusal tecavüzcü ayrımı çok zor

“Çalışanların çoğunluğu, bu davranışları yöneticilerinden gördükleri zaman ses çıkartmıyorlar.


Top 10 “duygusal taciz”
  • Aslında olmayan hataları bulup çıkartma
  • Sözle olmayan (ters bakış gibi beden diliyle) taciz
  • Toplantılarda fikirleri aşağılama. “Çok saçma!”
  • İzole etme, uzaklaşma, uzaklaştırma
  • Duygu ve ruh halinde iniş-çıkışlar
  • Kendisinin bile uymadığı saçma ve katı kurallar koyma
  • Başarılı işleri açıkça yok sayma
  • Sürekli olarak ve sertçe hedefler konusunda eleştirme
  • Dedikodu yapma, yaptırma
  • Taciz ettiği kişiye karşı diğerlerini örgütleme
“Artık kendimden şüphe etmeye başlamıştım” 

Türk Atasözü
Adamı delirtir dama çıkarırlar, sonra deli dama çıktı diye bütün köyü başına toplarlar.

Mobbing Türleri
  • Kendini göstermeyi iletişim oluşumunu etkilemek (yönetici tarafından sözün kesilmesi, azarlanma, sürekli eleştiri...)
  • Sosyal ilişkilere saldırılar (çevredeki insanların mağdur ile konuşmaması, orada yokmuş gibi davranılması)
  • İtibara yönelik saldırılar (Arkadan kötü konuşma, asılsız söylentilerin ortada dolaşması, mağduru gülünç durumlara düşürme...)
  • Kişinin yaşam standardına ve mesleki durumuna saldırılar (Verilen işlerin geri alınması, sürekli işin değiştirilmesi, anlamsız işlerin verilmesi...)
  • Kişinin sağlığına yönelik doğrudan saldırılar (Fiziksel olarak ağır işlerin verilmesi, fiziksel şiddet tehditleri, fiziksel zarar, doğrudan cinsel taciz...)
Mobbingin Nedenleri
  • Sınırlı kaynaklar (bütçe, terfi olanakları),
  • Faaliyetlerin farklılığı (iç müşteriyi dikkate almama, iç müşteri memnuniyetsizliği),
  • İletişim problemleri (bilgi akışındaki gecikmeler, filtrelemeler, yanlış anlamalar, açık olmayan mesajlar vb…)
  • Algılama farklılıkları (amaç farklılıkları, değer yargısı farklılıkları ve zaman algısındaki farklılıklar),
  • Yönetim alanı ile ilgili belirsizlik (iş ve görev tanımları ile ilgili belirsizlikler),
  • Personel seçim sistemi,
  • Performans değerlendirme sistemi,
  • Bireyler arası acımasız rekabet,
  • Kapalı kapı politikaları,
  • Psikolojik kontratların ihlali,
  • Yetersiz liderlik,
  • Küçülme / el değiştirme
  • Yönetimin mükemmellik arayışı
  • Etik değerlerin kaybolması
  • İş yerindeki monotonluk
Mobbingi Örgütsel Açıdan Önleme Yolları
  • Mobbing ile ilgili işyerinde farkındalık yaratmak, mağdur ve zorbanın her zaman farkedileceğini hissettirmek
  • İş ve görev tanımlarındaki belirsizliklerin giderilmesi
  • İşe alım süreçlerinde adayların kişilik özelliklerine ve psikolojik yapısına da önem verilmesi
  • Şikayet ve performans değerlendirme sisteminin sağlıklı çalıştırılması
  • Çalışan destek programının oluşturulması
  • Çalışanların birbirleri ile daha derinlemesine tanışmalarını sağlayacak faaliyetlerin planlanması
  • Paylaşılan kurumsal vizyon, misyon ve değerlerin oluşturulması
  • Örgüt ikliminin ılımanlaştırılması ve insancıllaştırılması
  • Açık yönetim politikalarının oluşturulması
  • Çalışan – işveren arasındaki psikolojik kontratların anlaşılması ve bunlara özen gösterilmesi
  • Kişiler ya da birimler arasındaki herhangi bir çatışma ya da anlaşmazlık durumlarına örgütsel duyarlılık gösterilmesi
  • İş yerinde eğlenceli ve keyifli ortam yaratılması (Fun@Work)
  • Örgütün toplumsal imajının yükseltilmesi (itibar yönetimi)
  • Örgüt içi bilişsel çarpıtmalara duyarlılık gösterilmesi

Yararlanılan Kaynaklar:

Dr. Vedat Laçiner, Turkish Weekly

Çobanoğlu, Şaban: Mobbing/İşyerinde Duygusal Saldırı ve Mücadele Yöntemleri, Timaş Yayınları, Yayın Yılı: 2005; İthal, 256 sayfa, ISBN:9752633544. 

Davenport, Noa/ Schwartz, Ruth Distler/ Elliott, Gail Pursell (Çev.: Osman Cem Önertoy): Mobbing, İşyerinde Duygusal 

Taciz, Sistem Yayıncılık, Yayın Yılı: 2003; 182 S., ISBN:9753222491

Tınaz, Pınar: İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing), İstanbul: Beta Yayınları, 2006. XXII, 199 S., ISBN:975-295-537-1.

Milliyet, İdil Türkmenoğlu

Prof. Dr. Üstün Dökmen, Seminer Notları