Reklam

14 Eyl 2009

Sürpriz öyle değil böyle yapılır! Bir evlilik teklifinin anatomisi..

Sürpriz doğumgünü partisi herkesin hoşuna gidecek hoş bir olay. Ben 11 Eylül doğumluyum. Yaklaşık 1 yıldır birlikte olduğum ve evlenme planları yaptığım kız arkadaşım benden habersiz bir parti ayarlamıştı 12 Eylül akşamı için. İşbirlikçi arkadaşlarım sayesinde haberim olan bu partiyi, bu aralar yapmayı planladığım evlilik teklifine nasıl dönüştürdüğümü kısaca aktarayım. :)

Yer Kadiköy' deki Viktor Levi Şarap Evi. Tarih 12.09.2009 yani doğumgünümün ertesi günü. Canım sevgilim, tüm iyi niyetiyle benden habersiz doğumgünü partisi hazırladığını zannededursun, 3 gün öncesinden hain planlarımı yapmaya başlamıştım bile :) . Benim için planlanan sürpriz doğumgünü partisini evlilik teklifiyle sonlandıracaktım. Sürprize sürprizle karşılık verecektim. Parti akşamı mekandan içeri girecek, arkadaşlarımı gördükten sonra çok şaşırmış gibi gözükecektim. Tüm planın düzgün işlemesi için en önemli detay burada gizliydi. Gecenin hemen başında, sevgilimi, sürpriz partinin benim için gerçekten sürpriz olduğuna inandıracak kadar başarılı rol yapmam gerekiyordu. Sevgilimin iş arkadaşlarıyla yemek yiyecektik aslında, yani onun hazırladığı sürpriz bunun üzerine kuruluydu.


Öncelikle evlilik teklifinin olmazsa olmazı tek taş pırlanta yüzüğü hazırlatmam gerekiyordu. Bütçemi oluşturduktan sonra, işin uzmanı olan bir arkadaşımdan yardım rica ettim. Kendisi 20 küsür senelik kapalı çarşı esnafıydı ve bu işin altından en başarılı şekilde ancak onun yardımıyla kalkabilirdim. Burada en önemli detay bütçeyi belirlemek. Tek taş almadan önce, şu kadarlık birşey alabilirim diye kendinize bir üst limit koymalısınız aksi takdirde o işin sonu yok. 9 Eylül' de siparişi verdim ve sürpriz parti günü sabahı yüzük elimdeydi. Daha sonra bilenlerin yorumlarına göre çok başarılı bir taşlı yüzük almıştım. Taş işi de ayrı bir uzmanlık konusu.


Geriye kalan, partide gelecek olan pastayı bir evlenme teklifine dönüştürmekti. Sevgilim benimle beraber mekana gideceği için, pasta işini başka bir arkadaşıma havale etmişti. Ben de bu işi kendisinden devraldım ve hain planlarımı uygulamayı sürdürdüm. Yaklaşık 25 senedir müşterisi olduğum Bostancı' daki Manolya Pastanesi' nden 2 katlı bir pasta yaptırdım. Üzerinde "Benimle evlenir misin?" yazan bu pastanın üzerine, tek taş yüzüğümüzü özenle yerleştirdik. Manolya Pastanesi ekibi bu iş için seferber oldular ve gerçekten güzel bir iş çıkardılar. Bundan sonraki tüm pasta ve çikolataları da oradan alacağım sözünü vererek ayrıldım. Pastayı ben de götüremeyeceğim için, gelecek başka bir arkadaşa bıraktım. Üzerindeki yüzüğü de bir şekilde emniyete aldıktan sonra planlar işlemeye başladı.

Saat 20:00 civarı Kadiköy' deydik. Sözde sürpriz partiyle ilgili sorular soruyordum kız arkadaşıma. "Kimler geliyor, benden bahsettin mi , gömleğim düzgün mü, saçlarım olmuş mu, yakışıklı görünmek lazım senin müdürlerine vs.." gibi, şüphe yaratmayacak cümleleri ardı adına sıralıyordum. Görünüşe göre başarılıydım. Mekanın kapısından içeri girdik, bir anda arkadaşlarımı görünce çok şaşırmış gibi yaptım. Çok abartılı bir tepki de veremezdim, bunun dozajını ayarlamak beni hayli zorladı. Ama bu aşamayı da başarıyla atlattım :) . O sırada, üzerinde yüzük olan pasta Viktor Levi'nin buzdolabına çoktan girmişti bile.

Yemekleri sipariş verdik, kadehlerimizi tokuşturduk, ve sıra yavaş yavaş pasta ve teklif aşamasına gelmeye başladı. Pasta kesilmeden önce şef bizi bahçede daha güzel bir masaya nakletti. Ve işte o an geldi. Pasta mumlarla birlikte yavaş yavaş masaya yaklaşırken beni de yoğun bir heyecan sardı. Pasta sevgilimin önüne koyulacak, ben de yüzüğü pastadan alıp, diz çökerek teklifimi yapacaktım. Planlandığı gibi pasta geldi, kız arkadaşımın önüne koyuldu. Önce kendisi anlamadı hatta " aa yanlış pasta geldi galiba dedi ":)) . Oraları heyecandan tam hatırlamıyorum ama bir şekilde yüzüğü pastanın üstünden aldım, diz çöktüm ve " benimle evlenir misin?" diye sordum. Cevap beklenildiği üzere evet oldu. Kız arkadaşımın olayı idrak etmesi biraz zaman aldı. Pasta geldikten yarım saat sonra bile bana dönüp, " nasıl yaniii yaa?" diyordu. Sürekli bana sarılıyordu. Çok heyecanlandık, çok eğlendik. Gerçekten çok keyifli ve romantik bir andı.




Sonuç olarak, aylardır üzerinde düşündüğüm evliilk teklifi safhasını başarıyla atlatmış oldum. Teklif yapmayı düşünenlere tavsiyem, bu işin kesinlikle beklenmedik bir anda yapılması gerektiği olacak. Nerede, nasıl olduğu belki çok önemli değil ama kesinlikle beklenmedik ve şaşırtıcı bir şekilde olmalı. Darısı herkesin başına, çok hoş bir mutluluk gerçekten :)) . Tüm işbirlikçi arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim.

9 Eyl 2009

9 Eylül 1922, İzmir' in Kurtuluşu...

Birinci Dünya Savaşı sonunda, İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti ile 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzaladılar ve bu anlaşmaya dayanarak Anadolu'yu işgale başladılar. Türk milleti işgal hareketleri karşısında vatanını kurtarmak için 1919 yılında yer yer direniş hareketlerini başlattı. Bu hareketler, 19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak basmasıyla kısa sürede merkezi bir nitelik kazandı.
Bu süreçte arka arkaya kazanılan Birinci İnönü, İkinci İnönü, Aslıhanlar-Dumlupınar ve Sakarya Meydan Muharebeleri ile yurdun kurtarılması yolunda önemli adımlar atıldı. 26 Ağustos 1922 sabahı dikkat ve titizlikle hazırlanan taarruz planı uygulamaya konuldu. 26-30 Ağustos 1922’de yapılan Büyük Taarruz, Türk İstiklâl Harbi’nin son safhasıdır. 30 Ağustos “Başkomutan Meydan Muharebesi” nde bir gün içinde Yunan ordusunun en önemli bölümü etkisiz hale getirildi. Böylece kesin sonuç beş gün içinde elde edilmiş ve hazırlanan plan tam bir başarıyla uygulanmış oldu.
Büyük Taarruz Panoraması
31 Ağustos günü Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi (ÇAKMAK), Batı Cephesi Komutanı İsmet (İNÖNÜ) ordu komutanları Yakup Şevki (SUBAŞI) ve Nurettin Paşa’ları karargahını kurduğu Çalköy’ünde toplayarak, kaçabilen Yunan kuvvetlerinin hızla takip edilmesini ve İzmir ile dolaylarındaki kuvvetleriyle birleşmemesi için üç koldan Ege’ye doğru ilerlenmesini doğru bulduğunu belirtti.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa "Sakarya" İsimli Atıyla
1 Eylül’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak şu tarihi emrini verdi: “Bütün arkadaşlarımın Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü, yiğitlik ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!”. Böylece düşmanın akıbeti de belirlenmiş oldu. Çalköy’de verilen bu tarihi emir üzerine İzmir’de “Akdeniz”i, Mudanya’da “Marmara” yı görmek için 8-9 günlük bir zaman kâfi gelecekti.
31 Ağustos’ta başlayan amansız takip sonunda Türk kuvvetleri 2 Eylül’de yıkıntılar haline gelmiş Uşak’a girdi. Burada Yunan Ordusu Başkomutanı General Trikopis tutsak edildi.
Takip Harekâtı insan üstü bir hızla ilerledi. Türk askeri dinlenmek ve uyumak istemiyordu. Çünkü kurtardığı her kasabanın, köyün, şehrin Yunanlılar tarafından yakıldığını, bölgedeki Türklerin de acımasızca katledildiğini görmekteydi.
9 Eylül günü 1 nci Kolordu Kemalpaşa’ya, 2 nci Kolordu Manisa’ya, 4 ncü Kolordu Turgutlu’ya ulaştı. Kuzeyde Kazancıbayırı’nda Yunan mevzilerine taarruz eden 3 ncü Kolordumuz düşmanı atarak Bursa’ya ilerledi. Türk süvarileri üç yılı aşkın süredir yas çeken İzmir halkının sevinç göz yaşları arasında İzmir’e girdi.
Türk Süvari Birliklerinin İzmir’e Girişi
Süvarilerimiz, İzmir’e girerken birkaç yerde hafif ateşle karşılaşmaktan başka bir olay olmadı, Kordonboyu’ndan geçerken bir İngiliz müfrezesi tarafından selamlandı. Türk bayrağı Hükümet Konağına ve Kadifekale’ye çekildi.
9 Eylül 1922 Günü İzmir Vilayet Konağı Balkonundaki Direğe Türk Bayrağı’nın Çekilişi
Birinci Süvari Tümeni Komutanı Mürsel Paşa bir Fransız harp gemisi telsizi vasıtasıyla, İzmir’e girildiğini Ankara’ya bildirdi. İzmir’de Türk halkının sevinci o denli büyüktü ki askerlerimiz çiçek yağmuru altında kaldı.
Başkomutan İzmir’in alınışı dolayısıyla ordulara şu tarihi mesajını yayınladı:
“İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta orduların gösterdiği gayret ve fedakarlığı hürmet ve takdirle anarım. Elde edilen büyük muzafferiyetin yapıcısı olan kıymetli arkadaşlarıma en içten teşekkür ve tebriklerimi bildiririm. Orduların bundan sonra verilecek hedeflerin alınmasında da aynı fedakârlık yarışmasını göstereceklerine inancım tamdır”.
9 Eylül günü 3 ncü Kolordumuz Bursa’yı savunan Yunan birliklerini geri atarak şehri kurtardı. Türk Ordusu’nun İzmir ve Bursa’yı alması üzerine Mustafa Kemal Paşa, millete bir beyanname yayınladı. Torbalı ve Menderes Vadisi’nden çekilen Yunan birlikleri, Seydiköy civarında kısa bir çarpışmadan sonra süvarilerimiz tarafından esir alındı. 9 Eylül günü; Menemen yakılmadan kurtarıldı, Seydiköy Türk kuvvetlerinin eline geçti. Akıl almaz bir hızla ilerleyen piyade birlikleri de bir gün sonra Başkomutan ile birlikte İzmir’e gelmişti.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında
Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Yaveri Salih Bozok ile birlikte
İzmir’e geliyor. (10 Eylül 1922)
18 Eylül 1922 tarihine kadar yapılan Takip Harekâtı ile bütün Batı Anadolu’daki Yunan askerleri sınırlarımız dışına çıkarıldı.
15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkıp, Anadolu’nun hemen yarısını istila ederek, burada Yunan Asya İmparatorluğu’nu kurmak rüyasıyla üç seneyi aşkın bir süre içinde anayurdumuza saldıran düşman orduları, nihayet 18 Eylül 1922 gününde tek bir er kalmamak suretiyle vatanımızın bu bölgesinden tamamen temizlenmiş oldu.
Mağlup Yunan kuvvetlerinden İzmir’e dönebilen 12.000 kişilik grup,
savaş gemilerine bindirilerek Yunanistan’a gönderilmiştir.
Takip harekâtının başarı ile sonuçlanması yalnız Batı Anadolu’yu Yunanlılardan temizlemekten ibaret değildir. Türk ordusunun yaptığı bu harekât ile, İzmit bölgesinden İstanbul Boğazı’na, Balıkesir bölgesinden Çanakkale Boğazı’na kadar hayati önem taşıyan diğer stratejik hedefler de büyük bir ustalıkla İtilaf Devletleri’nin işgalinden, olaysız olarak ve barış yoluyla kurtarıldı.
9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’in kurtuluşu sırasında şehit düşenlerin anısına
İzmir-Konak’ta yaptırılan İstiklâl Şehitliği
Takip Harekâtı; Türk ordusunun kahramanlığı yanında askeri ve siyasi alanda gösterdiği yüksek sevk ve idare ile birlikte kudret ve kabiliyetini de ispat eden büyük bir eserdir.
Türk Ordusunun kazandığı bu zafer, Mudanya Ateşkes Antlaşması’na giden süreci başlattı. Türkiye, Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndan sonra 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nı imzaladı. Böylece Türk milleti, varlığını bütün dünyaya kabul ettirmiş, Türk devleti de tam bağımsızlığını kazanmış oldu.

7 Eyl 2009

Vejetaryen olmak için bazı iyi sebepler!


1. Vejetaryenler daha sağlıklı ve daha uzun ömürlüdürler.
2. Vejetaryenler daha duyarlı ve yaratıcıdır. Duygusal zekaları daha gelişmiştir.
3. Vejetaryenlerin zihinleri daha iyi çalışır.
4. Vejetaryenler daha şuurlu ve ruhsal gelişmeye açıktır.
5. Vejetaryenler daha az kilolu, çekici ve cinsel açıdan faaldir.
6. Biyolojik açıdan insan bedeni etoburluğa uygun değildir.
7. Et zor hazmedilir, ağrılık yapar, sindirim sistemi yavaşlatır, bağırsaklarda çürür ve kabız yapar.
8. Etteki toksinler insanı zehirler.
9. Etteki hormonlar insan bedenine işler.
10. Et mikrop, virüs ve kir yuvasıdır. Meyve ve sebzeler temizdir, çiğ de yenilebilir.
11. Et kanserojendir. Meyve, sebze ve otlar şifalıdır.
12. Et çabuk bozulur, pis kokar ve görüntüsü kötüdür. Meyve ve sebzeler güzel kokar ve görüntüleri hoştur.
13. Ette önemli bir gıda yoktur, sebze ve meyveler ise en önemli vitamin ve mineralleri barındırlar, yeterli miktarda protein de içerir. Fazla protein zararlıdır ve yağa dönüşür. Vejetaryenler dahi bir çok kez aşırı protein alabiliyorlar.
14. Et tatlandırmak için bekletilir, pişirilir ve sos ve baharat eklenir. Meyve, sebze ve otların bin bir tadı ve lezzeti vardır.
15. Et yeme hayvanların vahşi bir şekilde katledilmesi gerektirir. Meyve ve sebzeler doğa tarafından yenilmek için sunulmuştur. Bir meyve kopardığın zaman ağacı veya bitkisi ölmez. Yenilmek için yaratılmıştır.
16. Et pahalı bir gıdadır.
17. Hayvancılık geniş meraların hayvanlara tahsis edilmesini gerektirir. Bu alanlar tarıma tahsis edilse daha çok insanı doyurabilecek besin üretilir.
18. Hayvancılık çevre kirliliğe yol açar.
Tarih boyunca en ünlü düşünürler, filozoflar, bilim adamları ve sanatçılar vejetaryendi.
19. Dünya nüfusunun önemli bir bölümü vejetaryendir.

4 Eyl 2009

PETA'dan Kadir Topbaş'a Protesto Eylemi

İki milyonu aşan destekcisiyle dünyanın en büyük hayvan koruma örgütü olan PETA, Türkiye'de hayvanlara yönelik şiddeti Almanya'nın Stutgart kentinde yaptığı bir gösteri ile protesto etti. PETA sözcüsü Magdalena Sherk, geçen hafta kedilerin Fatih Camii'nden toplanarak bilinmeyen bir yere atılmasına da değinerek, Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a bu insanlık dışı uygulamalara bir son verilmesi için harekete geçmesi çağrısında bulundu. PETA'nin basın bildirisi için aşağıdaki linke tıklayınız.

http://ehdkd.blogspot.com/2009/09/petadan-kadir-topbasa-protesto-eylemi.html