Reklam

17 Haz 2010

Soru Sorma Sırası Sizde…

Birçok durumda, bir görüşme esnasında sorduğunuz sorular, verdiğiniz cevaplara oranla daha fazla bilgiyi açığa çıkarabilir. İşe alım sürecinde dikkat edilen hususlardan biri de algısı kuvvetli adaylar ve sorularıdır; bu sorular analitik yeteneklerin firmalar tarafından göz önünde bulundurulması açısından önemlidir.

Profesyonel hizmetler şirketi Deloitte’te genel müdür olan Kent Kirch, “Bir görüşmeci olarak mülakat sonunda ‘Cevaplamamı istediğiniz bir soru var mı?' diye sorduğumda ‘Hayır, sanırım hepsini cevapladınız,' denmesi oldukça moral bozucu oluyor” diyor. “Bazen gerçekten sinir bozucu olabiliyor... Bir adayın çalışması gereken şeylerden birisi de mülakatta sorabileceği zor bir soru bulmak olmalı. Kendi adıma, biri cevaplaması oldukça güç bir soru sorduğunda buna bayılıyorum.”

Sorular aynı zamanda, neredeyse tüm işe alma elemanları ve yöneticilerinin ümitsizce görmek istedikleri heves göstergesidir. Bir teknoloji danışma şirketi Sapient’te küresel işe alım şefi olarak çalışan Austin Cooke’a göre “İlgi göstermenin yolu birbirini izleyen sorular sormaktan, yapılana gerçek bir ilgi duymaktan ve sizin de ön araştırma yaptığınızı göstermekten geçer.

En İyi Soru Tipleri

Firmalara sorulacak iyi sorular bütünü diye bir şey söz konusu değildir. Büyük bir yağ ve petrol dağıtım şirketi olan Petro’da işe alım şefi olarak çalışan Jennifer Scott, “Sorular üzerinde düşünülmeli, eski bir soru sorulmamalı, çünkü iyi bir işe alımcı size soru sor dendiğini bilecektir ve bu can sıkıcıdır” diyor. “İnsanların genel soru tipleriyle gelmesinden nefret ediyorum.”

İşe alım uzmanları, araştırdığınız sektör ve şirkete özgü sorular sormanın öneminden bahsediyor. Kirch’e göre en iyi adaylar “mülakatı yapan kişinin işinin iyi düşünülmüş sorularla bildiğini gösterenlerdir. Şirketi belli bir dereceye kadar tanıyorsunuz, sorunuz hakkında da düşündünüz. Olay hazırlığa kadar gidiyor, bu görüşme hakkında içeri adım atmadan çok daha önce düşündüğünüz ve gerekli hazırlıkları yaptığınız izlenimini bırakırsınız.”

Pek çok işe alım uzmanı mülakat esnasında bir noktaya tutunarak bunu derinlemesine araştıran, irdeleyenleri görmek ister. Scott bunu “Bana kendi başına düşünebileceğini göster” diyerek açıklıyor.

Dört Başlangıç Sorusu

Söz konusu iş ve durum için uyarlamayı kendiniz yapacak olsanız da, size başlangıç için yol gösterici olabilecek şu dört soruya bir bakalım.

1. Buranın kültürü hakkında beni bilgilendirebilir misiniz?

İşe alınıp bu deneyimi kendiniz yaşamadıkça, şirket kültürü ile baş etmek zor olabilir. Şirketin kişiliğini açığa çıkarmak açısından mülakatta sorulacak sorular iyi bir şanstır.

2. Kariyerinizde bu noktaya nasıl ulaştığınızı söyleyebilir misiniz?

Bu soru iki aşamada güzel bir sorudur: Potansiyel iş arkadaşları veya potansiyel patron hakkında biraz bilgi edinme şansı verir, ayrıca mülakatı yapan kişinin de egosunu tatmin eder. “İnsanlar kendileri hakkında konuşmaya bayılır, eğer karşınızdaki işe alım uzmanını kendisi hakkında konuşmaya itebilirseniz bir adım yukarıya çıkarsınız” diye açıklıyor bu durumu Cooke.

3. İdare tarzınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Eğer patronunuz olabilecek biriyle mülakat yapıyorsanız, sizi ve çevrenizdekileri nasıl yönettiğini anlamak oldukça önemlidir.

Bu soruya verilecek yanıt birkaç şeyi açığa çıkarmalıdır. Ekibe katıldığınızda karşınıza çıkabilecek birtakım zorlukların farkında olmanızı sağlayacak, bunun yanında muhtemel iş arkadaşlarınızın rahatsız edici sorulara nasıl yanaştığını görme fırsatı da verecektir. Ne kadar açık sözlü olduklarını kavrama şansı da sunabilir.

4. İş memnuniyetini sağlayan en önemli kaynağınız nedir?

Bu soru potansiyel iş arkadaşlarınızın şirketin gücüne olan itibarlarını ve bu güç hakkında düşündüklerini anlamanıza yardımcı olur.
 
Kaynak

Eğer Fazla Kalifiye Bir Adaysanız...

Eğer Fazla Kalifiye Bir Adaysanız Kilit Mülakat Sorularını Nasıl Cevaplarsınız?
Özellikle işsizliğin yüksek olduğu ve finansal kriz yaşanan durumlarda pek çok aday kendi vasıflarının altında özellikler gerektiren işlere başvururlar. Peki fazla vasıflı bir aday olmanız mülakata çağrılmayacağınız anlamına gelir mi? Eğer doğru davranırsanız gelmez.

İlk olarak kendinizi aranan özelliklere aşağı yukarı yüzde yüz uyan finalistlerden biri olduğunuz düşüncesine alıştırın. İK direktörü ve ‘İşe Aşmadan Ünce Sormanız Gereken 96 Harika Mülakat Sorusu’ adlı kitabın yazarı Paul Falcone “Hiçbir zaman kusursuz bir aday bulamayacaksınız” diyor. “Herkes ya fazla ya da eksik olacaktır”.

Eğer şanslıysanız müstakbel patronlarınız yetenek birikiminizin ve deneyimlerinizin, size sunulan pozisyonun çok üstünde olmasından mutluluk duyabilir. Bir IT sorumlusu ve Technisource’un yöneticilerinden biri olan Greg Gary “Bazen müşterilerimiz fazla vasıflı adayları tercih ediyor” diyor. “Teoride iyi bir yönetici etrafında kendisinin bilmediklerini bilen kişiler bulundurmayı tercih eder”.

İkinci adımda şunu anlamalısınız: özgeçmişinizde gizlemeyi başardığınız deneyimlerinizi mülakatta saklayamayabilirsiniz. Bir danışman ve ‘Sorunlarınızı İşe taşımayın: Başarıyı Engelleyen Ailevi Sorunları Aşmak’ adlı kitabın yazarı Sylvia Lafair “Kendinizi yanlış değerlendiriyorsanız, başkalarına pazarlayamazsınız” diyor.

Hatta, “Adayın fazla vasıflı olduğu gerçeğini mülakatın başında kabul edip bunu hiç unutmaması daha iyidir” diyor Falcone. Bu yüzden, fazla kalifiye bir adayın karşılaşabileceği soruları ve bunlara verilebilecek etkili cevapları araştırın.

Pek çok yeteneğinizi kullanamayacağınız bir işte sizi ne motive edebilir?

Bir insan kaynakları ya da işe alım direktörünü en çok endişelendirmesi gereken nokta açık pozisyonun sizi teşvik etmeye yetmeyeceği olmalıdır. Vasıflarınızın altında gereklilikleri olan bir işin, becerilerinizi zorlayıp sizi geliştireceğini savunamayacağınıza göre, başka bir yaklaşım denemelisiniz.

“Hiçbir zaman şevkiniz, öğrenmeye ve insanlara bir şeyler öğretmeye olan açlığınız söz konusu olduğunda asla fazla kalifiye olamazsınız” diyor Lafair. “Kendinizi satıyorsunuz, vasıflarınızı değil”

Şirketin kısa vadede görünüşünü değerlendirdiğinizde, yakın bir zamanda bir terfi beklememeniz gerektiğini görüyorsunuz. Bu sizin için sorun olur mu? Olmazsa neden?

Tabi ki, “Hiç problem değil. Ne kadar çalışırsam çalışayım bana hiçbir faydası olmayacak bir işte çalışmak harika olurdu” diye cevap vermeyeceksiniz. Ama “Günlük işlerimi yaparken, firmanız hakkında mümkün olduğunca çok şey öğrenmek isterim. Ekonomi düzeldiği anda şirketinizin bana daha büyük olanaklar sunacağından şüphem yok” diyebilirsiniz mesela.

Açıkçası, bu kurumun nasıl olup da sizi elinde tutabileceğini anlamıyorum. Sıkılıp bunalmayacak mısınız?

Firmaların bir başka korkusuysa, ekonomi düzelir gibi olduğu ilk anda sizin başka ufuklara yelken açmanızdır. “İşe alım departman direktörü eğer fazla kalifiye birini işe alıyorsa, o kişinin iş aramaya devam edeceğini iyice anlamalıdır” diyor Gary. Onların bu korkusunu, o firmada gelebileceğiniz olası pozisyonların sizin profesyonel gelişiminiz için olumlu olduğunu düşündüğünüzü söyleyerek cevaplayın.

Neden bu şirkette kalacağınıza inanmalıyım?

Sağduyulu firmalar sizin hak ettiğinizin altında standartlarda bir işiniz de olsa o firmaya bağlı kalıp kalmayacağınızı bilmek isterler. Bu durumda da geçmişinizde bunu nasıl başardığınıza dair örnekler vermelisiniz. “Eğer özgeçmişiniz bir sürü değişik şirket ismiyle dolu olmak yerine, tutarlı bir yapı sergiliyorsa, bu zaten yeterli olacaktır” diyor Gary. “Son işinizde ne kadar uzun süre çalıştığınıza dikkat çekin, ve sizin için önemli olanın ortama uyum sağlamak olduğunu belirtin.” 

Bu pozisyonda başladığınız takdirde, bu firmada nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz?

Gelecekle ilgili konuşurken, kendiniz ve müstakbel firmanızdan iş ortaklarıymış gibi bahsedin. “O şirkette çalışmak için ne kadar hevesli olduğunuzu ve sizi orada uzun seneler tutabilecek olanaklar gördüğünüzü söyleyin” diyor Pongo Resume CEO’su Rodney Capron. Buradaki hile, görüştüğünüz kişiyi aradığınız şeyin, ani terfiler silsilesi yerine, uzun vadede yavaş yavaş yükselmek olduğuna inandırmaktır.

Beş yıl sonra bu işe neden girdiğinizin açıklamasını nasıl yaparsınız? Ve bunu nasıl kanıtlarsınız?
Bu zor bir sorudur, çünkü kendinizi hem hırslı, hem de geleceğiniz hakkında gerçekçi biri olarak göstermeniz gerekir. Görüştüğünüz kişiyi her tür profesyonel fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek gibi bir yeteneğiniz olduğuna ve beş yıl sonra şirkete pek çok başarı kazandırmış olacağınız konusunda emin olduğunuza inandırın.
 
Kaynak >>>